Portakal Ağacı Masalı

Bir zamanlar, güneşin hiç eksik olmadığı, rüzgârın usulca yaprakları okşadığı uzak bir diyarda, adı Güneçayır olan sevimli bir köy varmış. Bu köyde, her mevsim meyve veren sihirli bir portakal ağacı yaşarmış. Adı da Pola’ymış.
Pola diğer ağaçlardan farklıymış. Çünkü o konuşabiliyor, düşünebiliyor ve hatta gülümseyebiliyormuş. Ama Pola'nın en büyük özelliği, kalbiyle meyve vermesiymiş. Ne zaman mutlu olsa, dallarında rengârenk, kokusu buram buram portakallar oluşurmuş.
Köyde herkes Pola’yı severmiş. Çocuklar okuldan sonra hemen yanına koşar, onun gölgesinde kitap okur, dallarından düşen portakalları afiyetle yerlermiş.
Bir gün, köyde yaşayan minik bir kız çocuğu, Elif, elinde küçük bir defterle Pola’nın yanına gelmiş.
“Merhaba Pola!” demiş neşeyle.
“Merhaba tatlı Elif. Bugün nasılsın bakalım?” diye karşılık vermiş Pola, yapraklarını sallayarak.
“Bugün sana bir sır getirdim,” demiş Elif, gözlerini heyecanla parıldatarak. “Yeni bir şarkı yazdım, sadece sana söyleyeceğim.”
Pola, dallarını minik bir rüzgârla sallayıp gülümsemiş:
“Ben de senin gibi bir dostum olduğu için çok şanslıyım. Hadi, başla bakalım!”
Elif, minik sesiyle tatlı bir melodi mırıldanmaya başlamış. Şarkıda güneşten, dostluktan ve portakal kokularından bahsediyormuş. Şarkı bittiğinde, Pola’nın dallarında birdenbire kocaman bir portakal belirmiş. O kadar parlak ve güzelmiş ki herkes hayranlıkla bakmış.
“Bu... bu şimdiye kadarki en güzel portakal!” demiş Elif şaşkınlıkla.
“Çünkü kalbim doldu bugün. Sevgiyle, müzikle... Seninle,” demiş Pola usulca. “Gerçek mutluluk paylaşınca çoğalır, biliyor musun?”
Ama her güzel şeyin içinde küçük bir gölge olurmuş.
Güneçayır’a, uzaklardan, kasvetli yüzlü bir adam gelmiş. Adı Bay Somurtkan’mış. Bu adamın yüzü hiç gülmezmiş, içi sürekli öfke doluymuş. Neden mi? Çünkü hiçbir meyve onun bahçesinde büyümezmiş. Ne dikse, kururmuş.
Köydeki çocuklardan Pola’nın hikâyesini duyan Bay Somurtkan, hemen bir plan yapmış. “Bu sihirli ağacı alırsam, köyüme bereket getiririm. Artık herkes bana hayran olur!” diye düşünmüş.
Gece olunca, bir el arabasıyla gelmiş Pola’nın yanına. Ama Pola onun niyetini anlamış ve dallarını yukarı çekmiş.
“Sana yardım etmek isterdim ama sevgi zorla alınmaz,” demiş Pola.
“Ben sevgi istemiyorum!” diye bağırmış Bay Somurtkan. “Sadece senin sihrini istiyorum!”
Tam ağacı kesmeye yeltenmiş ki, Elif ve diğer köy çocukları uyanıp gelmişler.
“Pola’ya dokunma!” demiş Elif, gözlerinden yaşlar süzülerek. “O bizim dostumuz! Onun yeri burası!”
Bay Somurtkan durmuş. İlk kez biri onun kötü planını gözyaşlarıyla durdurmuş. Bu küçük kızın cesareti karşısında kalbi sızlamış.
“Neden böyle yapıyorsun?” diye sormuş Elif. “Senin de bir ağacın olur, yeter ki sevgiyle bak.”
Bay Somurtkan o an ilk kez sessiz kalmış. Gözleri yere düşmüş. Pola yumuşak bir sesle konuşmuş:
“Sana bir meyve vereceğim. Ama onu kendi ellerinle dikeceksin. Eğer içini temiz tutarsan, o da büyüyüp seni sevecek.”
Dallarından bir portakal düşmüş. Parlak, ama sıradan bir portakal gibiymiş. Bay Somurtkan utanarak portakalı almış ve başını eğmiş.
“Teşekkür ederim... sanırım,” demiş. Sonra sessizce köyden uzaklaşmış.
Aylar geçmiş.
Bir gün, Elif yine Pola’nın gölgesinde kitap okurken uzaklardan bir mektup gelmiş. Mektubun üstünde “Bay Somurtkan” yazıyormuş ama altına küçük harflerle “Artık Somurtmayan” yazmış.
Mektubu açmışlar. İçinden bir fotoğraf çıkmış: Gülümseyen bir adam, yanında küçük bir portakal fidanı.
Mektubun içinde şunlar yazıyormuş:
“Sevgili Pola ve Elif,
O portakalı ektim. Başta hiçbir şey olmadı. Ama her sabah onunla konuşmaya başladım.
İlk kez bir şeye gerçekten inandım. Bir gün yaprak verdi. Sonra minik bir çiçek. Şimdi kollarımda ilk meyvesi var.
Teşekkür ederim.
Sevgiyle,
Artık Somurtmayan Bahçıvan.”
Elif mektubu okurken gözyaşları yanağından süzülmüş.
“Bak Pola, kalbin sadece portakal değil, insanları da büyütüyor,” demiş.
Pola usulca hışırdamış.
“Çünkü sevgi en güçlü sihirdir.”
O günden sonra Güneçayır’da her çocuk Pola’yla sohbet etmeye, ona şarkılar söylemeye, hikâyeler anlatmaya başlamış. Ve her yeni meyve, yeni bir umut taşımış.