Hansel ve Gretel Masalı

Bir zamanlar, büyük bir ormanın kenarında, küçük bir kulübede yaşayan iki kardeş vardı: Hansel ve Gretel. Babaları, iyi kalpli ama fakir bir oduncuydu. Anneleri ise onları küçük yaşta terk etmişti ve üvey anneleri sert, soğuk bir kadındı.

Bir kış günü, üvey anneleri babalarına dönüp sert bir sesle fısıldadı:

"Bu iki çocuğa daha fazla bakamayız! Evde yiyecek bile kalmadı. Onları ormana götür ve bırak. Yoksa hepimiz açlıktan öleceğiz!"

Babaları derin bir iç çekti, çocuklarını çok seviyordu ama çaresizdi. Ancak Hansel, bu konuşmaları duydu ve hemen kardeşi Gretel'in yanına koştu.

"Gretel, korkma! Üvey annemiz kötü bir şey planlıyor ama ben bir yolunu bulurum," dedi kararlı bir sesle.

Gece olunca Hansel, cebine birkaç ekmek kırıntısı koydu ve Gretel’in elini tutarak uykuya daldı. Ertesi sabah babaları onları ormanın derinliklerine götürdüğünde, Hansel fark ettirmeden ekmek kırıntılarını yere serpiştirdi.

Ancak büyük bir hata yapmıştı! Ormanın açgözlü kuşları ekmek kırıntılarını yemişti ve yol işaretleri kaybolmuştu. Hansel ve Gretel, ormanda kaybolduklarını fark ettiklerinde, Gretel korkuyla ağlamaya başladı.

"Hansel, şimdi ne yapacağız?"

Hansel, ona cesurca gülümsedi:

"Korkma Gretel, bir yolunu bulacağız."

Saatlerce yürüdüler, karnı acıkan Gretel’in gözleri yaşardı. Tam umutsuzluğa kapıldıkları anda, ağaçların arasında parlayan bir ışık gördüler. Küçük bir kulübe... Hayır, bu bir kulübe değil, bir şekerden yapılmış evdi! Duvarları çikolata, çatısı kurabiye, pencereleri şeker camdandı.

Gretel heyecanla bağırdı:

"Hansel, burası bir rüya gibi!"

İkisi de açlıktan kıvranıyordu. Hansel duvardan bir parça kopardı, Gretel de camdan bir şeker yaladı. O sırada evin kapısı yavaşça açıldı ve yaşlı bir kadın dışarı çıktı.

"Ah, tatlı çocuklar! Aç ve yorgun görünüyorsunuz. İçeri gelin, size sıcak bir yemek hazırlayayım."

Hansel ve Gretel, yaşlı kadının gülümsemesine kanıp içeri girdiler. Kadın onları bir masaya oturttu ve sıcak süt, taze ekmek, ballı çörekler sundu. Çocuklar uzun zamandır böyle bir ziyafet görmemişti. Ancak gece olup da yumuşak yataklarına uzandıklarında, Gretel'in içine bir korku düştü.

"Hansel, bu kadın biraz garip değil mi?"** diye fısıldadı.**

Hansel de bunu hissetmişti ama açlık ve yorgunluk ağır basmıştı. Ertesi sabah korkunç gerçek ortaya çıktı. Yaşlı kadın aslında bir cadıydı! Hansel'i küçük bir kafese kilitlemiş, Gretel’i de mutfağa sürüklemişti.

"Sen! Küçük kız! Kardeşin zayıf, onu semirtmeliyiz. Ona her gün yemek pişireceksin!"

Gretel gözyaşlarını zor tuttu ama güçlü olmak zorundaydı. Hansel, kafesin içinde Gretel’e fısıldadı:

"Sakın üzülme Gretel, bir yolunu bulacağız."

Cadı, her gün Hansel'e koca koca tabaklarla yemek veriyor, Gretel’i ise çalıştırıyordu. Ancak Hansel, cadıyı kandırmaya karar verdi. Her gün ona parmağını uzatıp gösteriyordu, ancak cadı yaşlı ve gözleri iyi görmediği için Hansel'in ince kemiklerini görüp üzülüyordu.

"Neden hâlâ zayıfsın?! Biraz daha yemen gerek!"** diye bağırıyordu.**

Gretel, Hansel'in bu kurnazlığına hayran olmuştu ama bir gün cadı sabrını kaybetti.

"Artık bekleyemem! Gretel, fırını yak, çünkü bu gece ziyafet var!"** diye kıkırdadı.**

Gretel, cadının planını anlamıştı. Cesurca bir adım attı.

"Ama fırının içine nasıl bakacağımı bilmiyorum!"

Cadı gözlerini devirdi ve homurdandı:

"Aptal kız! Böyle işte!" diyerek fırının kapağını açıp eğildi.

Tam o anda Gretel, bütün gücüyle onu itti ve kapağı hızla kapattı! İçeriden öfkeli çığlıklar yükseldi, ardından bir sessizlik çöktü.

Hansel ve Gretel hızla evin içini araştırdılar. Bir sandık dolusu altın ve mücevher buldular! Hansel gülerek Gretel'e sarıldı.

"Gretel, başardık! Artık evimize dönebiliriz."

Dışarı çıkıp ormanda yollarını aramaya başladılar. Nehre vardıklarında, bir koca kuğu onları sırtına aldı ve karşı kıyıya geçirdi. Orada, onları bekleyen biri vardı: Babaları!

Babaları, çocuklarını görünce gözyaşlarına boğuldu.

"Hansel! Gretel! Sizi kaybettikten sonra hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Üvey anneniz de evi terk etti. Beni affedin!"

Hansel ve Gretel, babalarının kollarına atıldılar. Yanlarında getirdikleri altınlar sayesinde artık açlık çekmeyeceklerdi. Ve en önemlisi, artık birlikte, mutlu bir aile olmuşlardı.

Ve böylece, Hansel ve Gretel sonsuza kadar mutlu yaşadılar…