Yedi Cüceler Masalı

Yedi Cüceler ve Kayıp Yıldız
Bir zamanlar, büyük ve gür ağaçlarla kaplı bir ormanda, yedi cücenin yaşadığı küçük ama sıcacık bir kulübe vardı. Her biri farklı bir kişiliğe sahip olan bu cüceler, neşeyle ve uyum içinde yaşarlardı. Ancak bir gece, gökyüzünde parlayan en parlak yıldızlardan biri aniden kayboldu.
Sabah olduğunda, en meraklı ve en cesur olan Meraklı Cüce, diğerlerini uyandırdı.
"Kardeşlerim! Gökyüzündeki en parlak yıldız yok olmuş! Bu çok garip, kesinlikle bir şeyler dönüyor." diye bağırdı.
"Ne diyorsun sen, Meraklı?" dedi Şaşkın Cüce, esneyerek. "Bir yıldız nasıl kaybolabilir?"
"Düşündüm de, belki de birisi onu çaldı ya da bir yere düştü! Onu bulmalıyız!" dedi Meraklı, heyecanla.
Bilge Cüce sakince sakalını sıvazladı ve şöyle dedi: "Yıldızların yeri kolay kolay değişmez. Eğer bir yıldız kaybolduysa, bu büyük bir olaydır. Araştırmamız gerek."
"Ama önce kahvaltı yapalım!" diye kıkırdadı Obur Cüce ve büyük bir ekmek parçasını ağzına attı. "Aç karnına yıldız falan bulamayız."
Herkes güldü ama sonunda yola koyulmaya karar verdiler. Ormanın derinliklerine doğru ilerlediler. Yolda ilerlerken Neşeli Cüce şarkılar söyleyerek grubun moralini yüksek tutuyordu.
"Bir yıldız kayıp olmuş, biz de gidip bulacağız! Dostluk bizim ışığımız, yolumuzu aydınlatacak!" diye neşeyle şarkı söyledi.
Ancak orman, cüceler için hiç de alışık oldukları gibi değildi. Hava giderek daha da soğuyordu ve güneşin ışıkları ağaçların arasından süzülmüyordu. Bir süre sonra, cüceler büyük bir mağaranın önüne geldiler. Mağaranın kapısında, siyah bir pelerin giymiş yaşlı bir adam duruyordu.
"Hoş geldiniz küçük dostlar!" dedi adam, ince ve tedirgin edici bir sesle. "Ne arıyorsunuz bu karanlık mağaranın önünde?"
Cesur Cüce ileri atılarak sordu: "Kaybolan bir yıldızın peşindeyiz. Onu buraya getirmiş olabilecek birini tanıyor musun?"
Yaşlı adam hafifçe gülümsedi. "Belki… Ama bu bilgiyi elde etmek o kadar kolay değil."
"Ne istiyorsun?" diye sordu Bilge Cüce, gözlerini kısarak.
"Üç bulmacamı çözüp doğru cevap verirseniz, size yıldız hakkında bilgi veririm. Ama yanlış yaparsanız, hepiniz burada kalırsınız!" dedi adam sinsi bir gülümsemeyle.
Cüceler birbiriyle göz göze geldi. Kaçacak bir yolları yoktu. Bulmacaları çözmek zorundaydılar.
"Tamam! Başlayalım!" dedi Meraklı Cüce.
Yaşlı adam ilk bulmacasını sordu:
"Beni kesersin, küçülürüm. Ama bir süre sonra ben de seni yok ederim. Ben neyim?"
Bilge Cüce hemen cevabı buldu: "Mum!"
Yaşlı adam başını salladı. "Doğru. Peki, ikinci bulmacam: Ne yukarı çıkar ama asla aşağı inmez?"
"Bu kolay!" dedi Neşeli Cüce. "Yaş!"
Yaşlı adam dişlerini sıktı. "Doğru… Ama son bulmacamı bilemezsiniz!"
Derin bir nefes aldı ve sordu: "Geceleri olmayan ama gündüzleri olan şey nedir?"
Cüceler düşündüler. Şaşkın Cüce kafasını kaşıdı. "Kahvaltı mı?" dedi.
"Hayır, hayır!" dedi Bilge Cüce. "Bu ‘gölge’ olmalı!"
Yaşlı adam bir anda hayal kırıklığıyla iç çekti. "Doğru… Kaybolan yıldızı gerçekten bulmak istiyorsanız, bu mağaranın derinliklerine gitmelisiniz. Ama dikkatli olun! Çünkü yıldız, Karanlık Lord'un elinde!"
Cüceler mağaraya girdi ve dar geçitlerden ilerledi. İçerisi soğuktu ve her adımlarında yankılanan sesler duyuluyordu. Sonunda büyük bir salona vardılar. Salonun ortasında dev bir kristal kürenin içinde ışıl ışıl parlayan yıldız duruyordu. Ancak yıldızın önünde uzun, siyah pelerinli bir figür vardı: Karanlık Lord.
"Ne cüretle yıldızı benden almaya gelirsiniz!" diye gürledi Karanlık Lord.
"O yıldız gökyüzüne ait!" diye bağırdı Meraklı Cüce. "Onu geri vermelisin!"
"Ha! Onu benden alacak gücünüz yok!" dedi Karanlık Lord. "Ancak… bir anlaşma yapabiliriz."
Bilge Cüce derin bir nefes aldı. "Ne istiyorsun?" diye sordu.
Karanlık Lord gülümsedi. "Eğer bana gerçek dostluğun ne olduğunu kanıtlarsanız, yıldızı geri veririm. Ama başarısız olursanız, hepiniz burada sonsuza dek kalırsınız!"
Cüceler birbirine baktı. Sonra Neşeli Cüce öne çıktı ve elini Cesur Cüce’nin omzuna koydu.
"Dostluk, en karanlık anlarımızda bile birbirimize güvenmektir." dedi.
"Dostluk, zor zamanlarda birbirimizi yalnız bırakmamaktır." dedi Meraklı Cüce.
"Ve dostluk, birbirimiz için fedakarlık yapmaktır!" dedi Obur Cüce, cebindeki son elmayı paylaşarak.
Karanlık Lord bir an sessiz kaldı. Sonra birdenbire kükredi. "Ahhh! Gerçek dostluğu gerçekten gösterdiniz! Yıldızınızı alın ve gidin!" dedi ve kayboldu.
Cüceler yıldızı alarak hızla mağaradan çıktılar. Geri dönüp onu gökyüzüne bıraktıklarında, tüm orman yeniden ışıldadı. Yıldız yerine döndü ve eskisinden daha parlak parladı.
Cüceler birbirlerine sarıldı.
"Biz birlikte her şeyi başarabiliriz!" dedi Meraklı Cüce.
Ve o günden sonra, yedi cüceler dostluklarını daha da güçlendirdiler ve her gece gökyüzündeki en parlak yıldıza bakarak, yaşadıkları macerayı hatırladılar.
Ve işte böylece, yedi cüceler ve kayıp yıldızın hikayesi mutlu bir sonla bitti…