At ve Eşek Masalı

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil vadilerin ve masmavi gökyüzünün altında bir çiftlik varmış. Bu çiftlikte herkes birbirini sever, birlikte çalışırmış. Ama en çok bilinen iki hayvan varmış: Birisi, gururlu ve heybetli bir at olan Şimşek, diğeri ise sevimli ama biraz sakar bir eşek olan Karamel.

Şimşek, çiftlik sahibinin en kıymetli atıymış. Güçlü bacakları, parlak siyah yelesi ve hızından dolayı ona Şimşek adını vermişler. Her gün yarışlara katılır, tarlada çalışır, ihtiyacı olan insanlara yardım edermiş.

Karamel ise biraz tembelmiş. Ona ağır yükler taşıtırlarmış, ama o bazen yavaş yürür, bazen de inat eder yerinden kıpırdamazmış. Şimşek’in hızına ve zarafetine hayran olsa da onun gibi güçlü ve hızlı olamayacağını düşünerek üzülürmüş.

Bir gün çiftlik sahibi, yanına Şimşek ve Karamel’i çağırmış.

"Dinleyin çocuklar," demiş çiftlik sahibi. "Kasabaya gitmemiz gerekiyor. Pazarda satmak için bazı tahılları ve sütleri götürmelisiniz. Uzun bir yol var önümüzde, dikkatli olun."

Şimşek heyecanlanmış, çünkü yolculuk yapmak onun en sevdiği şeylerden biriymiş. Ama Karamel endişelenmiş, çünkü uzun yolları hiç sevmezmiş.

"Ahh… Bu yolculuk çok uzun sürecek. Belki ben gitmesem daha iyi olur?" diye mırıldanmış.

Şimşek ise ona gülümseyerek bakmış:

"Karamel, biraz cesur olmalısın! Birlikte gidersek yol daha eğlenceli olur. Ayrıca, çiftlik sahibi bize güveniyor."

Karamel içini çekmiş ama Şimşek’e güveniyormuş. Böylece yola koyulmuşlar.

Yolun başlarında her şey yolunda gitmiş. Güneş ışıl ışıl parlıyor, kuşlar cıvıl cıvıl şarkılar söylüyormuş. Şimşek önden hızlıca giderken, Karamel biraz geride kalıyormuş.

"Şimşek, biraz yavaşlar mısın? Beni bekle!" diye bağırmış Karamel nefes nefese.

Şimşek gülerek durmuş. "Tamam, tamam, seni bekliyorum. Ama daha hızlı olmalısın Karamel."

Birkaç saat yol aldıktan sonra önlerine büyük bir orman çıkmış. Orman, yoğun ağaçlarla kaplı ve biraz ürkütücüymüş.

"Burası pek hoşuma gitmedi…" diye fısıldamış Karamel.

Şimşek ona güven verici bir şekilde bakmış. "Korkma, birlikteyiz. Sadece dikkatli olmalıyız."

Ama tam o sırada çalıların arasından kocaman bir kurt çıkmış!

"Buralarda ne arıyorsunuz, ufaklıklar?" diye homurdanmış kurt, gözlerini kısarak.

Karamel korkudan titremeye başlamış. "Ş-Şimşek… Hadi dönelim!"

Ama Şimşek kararlıymış. "Biz kasabaya gidiyoruz, yolumuzdan çekil lütfen."

Kurt gülerek dişlerini göstermiş. "Ya sizi buradan geçirmezsem?"

Şimşek ileri atılıp güçlü bir kişneme çıkarmış. "Bizi korkutamazsın! Eğer savaşmamız gerekiyorsa, ben buradayım!"

Karamel, Şimşek’in cesaretine hayran kalmış ama hâlâ çok korkuyormuş. Ancak o anda aklına bir fikir gelmiş. O da cesur olmaya karar vermiş.

"Sayın Kurt Bey," demiş titreyen sesiyle, "Bizi yerseniz elimizdeki yiyecekler de yok olur. Ama biz size biraz tahıl verirsek, aç kalmazsınız ve kimse zarar görmez. Ne dersiniz?"

Kurt bir an duraksamış, sonra homurdanarak kabul etmiş. Karamel hemen bir çuval tahıl açıp kurda biraz yem vermiş.

"Hmm… Fena değil," demiş kurt çiğnerken. "Peki, bu seferlik geçebilirsiniz."

Böylece Şimşek ve Karamel yolculuklarına devam etmişler.

Ormandan çıktıktan sonra Karamel derin bir nefes almış.

"Korktum ama… sanırım başardım!"

Şimşek gururla ona bakmış. "Sen harikasın Karamel! Cesur oldun ve zekanı kullandın. Birlikte olduğumuz sürece her şeyin üstesinden gelebiliriz."

Karamel içini çekerek gülümsemiş. "Belki de ben sandığım kadar işe yaramaz değilim."

Şimşek ona dostça bir baş sallamış. "Kimse işe yaramaz değildir Karamel. Sen sadece kendine güvenmelisin."

Ve böylece yolculuklarına devam etmişler. Gün batarken kasabaya varmışlar ve tahılları satıp, çiftlik için gerekli olan eşyaları almışlar.

Dönüş yolunda Karamel daha neşeliymiş. Artık kendine daha çok güveniyor ve Şimşek’in hızına yetişmeye çalışıyormuş.

"Beni bekle Şimşek! Şimdi daha hızlıyım!"

Şimşek gülerek onu beklemiş. "Seninle yolculuk etmek gerçekten çok eğlenceliydi Karamel. Bir dahaki sefere yine birlikte gideriz, olur mu?"

Karamel sevinçle başını sallamış. "Tabii ki! Artık korkmuyorum. Çünkü dostlarım yanımda olduğunda her şeyin üstesinden gelebileceğimi biliyorum!"

Ve böylece Şimşek ve Karamel, dostluk ve cesaretin ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler.

O günden sonra Karamel daha mutlu, daha cesur bir eşek olmuş. Şimşek ise onun ne kadar değerli bir arkadaş olduğunu anlamış.