Uykucu Leopar Masalı

Bir zamanlar, yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, berrak suların ışıldadığı büyülü bir ormanda Uykuçu Leopar yaşardı. Adı Lumo idi. O, ormandaki en hızlı, en güçlü leoparlardan biriydi... ya da öyle OLURDU, eğer sürekli uyumasa!

Lumo'nun en büyük tutkusu uyumaktı. Güneş doğarken uyurdu, öğlen uyurdu, akşam üstü uyurdu. Hatta bazen uyurken bile uyuduğunu söylüyorlardı! Diğer hayvanlar onun bu tembelliğine alışmıştı ama ormanda işler yolunda gitmediğinde herkes ona çok kızıyordu.

Bir gün, ormanda büyük bir haber yayıldı. "Büyük Yıldız Geçidi açılacak!" Bu geçit, sadece yüz yılda bir açılır ve içinden geçenlere gerçek bir dilek hakkı verirdi. Bütün hayvanlar heyecanla bu büyük olaya hazırlanıyordu.

Lumo ise… tabii ki uyuyordu.

Sabah olunca, en yakın arkadaşı Mila (minik, cesur bir maymun) onu uyandırmak için ağaca tırmandı ve Lumo'nun kuyruğunu çekiştirdi.

"Lumo! Kalk artık! Büyük Yıldız Geçidi açılacak!"

Lumo gözlerini yarım araladı, esnedi ve kuyruğunu yavaşça çekti.

"Mmm… sonra bakarız Mila. Şimdi çok uykum var."

Mila sinirle zıpladı.

"Ama Lumo! Bu fırsat bir daha yüz yıl boyunca gelmeyecek! Ormanın en tembel leoparı olmaktan vazgeç!"

Lumo bir an düşündü. Sonra başını yine yumuşacık patilerinin üzerine koyup gözlerini kapadı.

"Ahh… ne dileyeceğimi bile bilmiyorum ki. Hem belki de sadece bir efsanedir. Uyuyayım ben biraz daha."

Mila pes etmedi. Hemen Lumo’nun sırtına atlayıp, hafifçe kulaklarını çekti.

"Eğer şimdi gelmezsen, en sevdiğin meyveleri sana getirmeyeceğim!"

Lumo gözlerini kocaman açtı.

"N-ne? Mango mu?"

Mila başını salladı.

"Evet! Eğer geçide bizimle gelmezsen, bir daha mangoları unutabilirsin!"

Bu, Lumo için korkunç bir şeydi! Mango onun en sevdiği yiyecekti! İstemeye istemeye esnedi, gerindi ve “Pekâlâ, hadi gidelim…” diyerek ağaçtan aşağı indi.

Böylece Mila ve Lumo, diğer hayvanların toplandığı büyük açıklığa doğru yola çıktılar.

Yolda Lumo her fırsatta şikâyet ediyordu.

"Mila, çok uzun sürdü. Daha çok var mı?"

Mila gözlerini devirdi.

"Hayır Lumo, beş dakikadır yürüyoruz!"

İlerledikçe, ormanda daha önce hiç görmedikleri bir şey oldu. Ağaçlar hafifçe titreşiyor, gökyüzü mor ve altın renkleriyle parlıyordu. Yıldız Geçidi çok yakında açılacaktı!

Fakat tam o anda, büyük bir kükreme yankılandı.

"BU ORMANDA BİRİLERİ CESARETLİ OLMAYA MI ÇALIŞIYOR?"

Bu, Korkunç Bator'du! O, ormandaki en büyük ve en kötü kalpli kaplandı. Kimse onunla karşılaşmak istemezdi. Ama şimdi tam karşılarına dikilmişti!

Lumo gözlerini kırpıştırdı.

"Bator? Seni bu saatte burada görmek ne güzel…"

Bator dişlerini göstererek sırıttı.

"Büyük Yıldız Geçidi açılacak ve ben oraya ilk varan olmak istiyorum! Siz küçük yaratıklar bana engel olmayın!"

Mila öfkeyle öne atıldı.

"Sen dileğini kötü bir şey için kullanırsın! Seni durduracağız!"

Bator gürledi.

"Kim? Siz mi? Haha! Özellikle de UYKUCU LEOPAR mı? O, bir adım bile atmadan uyuyakalır!"

Lumo biraz utandı. Gerçekten de ormanda kimse ona güvenmiyordu. Ama içinden bir şey ona “Şimdi değişme zamanı” dedi.

Ve o anda, yıldızlar gökyüzüne ışıklarını saçtı. Geçit açılıyordu!

Herkes var gücüyle koşmaya başladı. Mila, dalların üzerinden zıplıyordu. Tavşanlar hızla sıçrıyordu. Ama Bator herkesten daha hızlıydı.

Lumo iç çekti.

"Ah keşke bu kadar tembel olmasaydım…"

Sonra aniden bir şey fark etti. O bir LEOPARDI! Ve leoparlar, ormanın en hızlı koşan hayvanlarıydı!

İlk kez, içindeki gücü hissetti. Ayaklarını yere sağlam bastı.

Ve… KOŞTU!

Bator bile onun hızına şaşırmıştı! Lumo, rüzgâr gibi hareket ediyordu. O kadar hızlıydı ki Bator’un önüne geçti. Mila hayretler içinde bağırdı.

"Lumo! Sen… uçuyorsun neredeyse!"

Lumo ilk kez kendini gerçekten uyanık hissediyordu! Artık tembel değil, korkusuzdu.

Ve tam zamanında Yıldız Geçidi'nin önüne geldi. Bator sinirle kükredi ama çok geçti. Geçidin ışıkları Lumo’yu içine çekti ve ona dileğini sordu.

Lumo bir an durdu. Sonra gülümsedi.

"Tembelliğimi unutmak istiyorum. Gerçek bir maceracı olmak istiyorum!"

Ve geçidin içinden büyülü bir ışık geçti. Lumo’nun içini bir sıcaklık kapladı. Artık o, sadece Uykucu Leopar değildi. O, Cesur Lumo olmuştu!

O andan sonra, Lumo asla eskisi gibi olmadı. O artık her gün yeni maceralara atılan, arkadaşlarına yardım eden cesur bir leopardı.

Bator ise… hala sinirle ormanda dolanıyordu. Ama ne önemi vardı ki? Ormanda artık gerçek bir kahraman vardı.

Ve Lumo, bütün mangolarını Mila ile paylaşmayı ihmal etmedi.