Nilüfer Perisi Masalı

Gölün üzerinde beyaz ve pembe nilüfer çiçekleri süzülüyordu. Su berraktı, güneş ışıkları küçük dalgalara yansıyordu. Burası, masallara konu olacak kadar güzel bir yerdi. Ama bu gölde herkesin bilmediği bir sır saklıydı: Nilüfer Perisi...
Peri, suyun derinliklerinde yaşardı. Adı Liria'ydı. O, gölün koruyucusuydu. İnsanlar onu göremezdi ama hayvanlar ve doğa onun varlığını hissederdi. Ne zaman biri üzülse, rüzgâr tatlı bir melodiyle esmeye başlar, nilüferler hafifçe titreşirdi. İşte bu, Liria’nın varlığını hissettirdiği andı.
Bir gün, küçük bir kız gölün kenarına oturdu. Adı Elif'ti. Küçük elleriyle suyun yüzeyinde halkalar oluşturuyordu ama gözleri hüzünle doluydu. Liria, onun içindeki hüznü hissetti ve yavaşça yüzeye çıktı. Suyun içinden beliren zarif figür, nilüfer yapraklarından bir taç takıyordu.
“Neden üzgünsün, küçük kız?” diye sordu Liria, sesi tatlı bir melodi gibiydi.
Elif, gözlerini kocaman açtı. Böyle bir güzelliği daha önce hiç görmemişti. Ancak korkmadı, çünkü Liria’nın gözleri sıcaktı, tıpkı bir anne gibi sevgiyle bakıyordu.
“Annem çok hasta,” dedi Elif, gözyaşlarını tutamayarak. “Onu iyileştirebilecek bir şey yokmuş, dediler.”
Liria, küçük kızın kalbindeki acıyı hissetti. Bir peri olarak hastalıkları iyileştiremezdi ama umudu aşılayabilirdi.
“Her hastalığın bir çaresi vardır,” dedi nazikçe. “Ama bazen çareyi kalbimizde buluruz.”
Elif, Liria’nın ne demek istediğini tam anlayamadı. “Ama annem için hiçbir şey yapamıyorum. Çok zayıf düştü. Doktorlar bile iyileşemeyeceğini söylüyor.”
Liria bir an düşündü. Sonra elini suya dokundurdu ve yüzeyde parlayan küçük bir nilüfer çiçeği belirdi.
“Bu sihirli bir nilüfer,” dedi. “Bunu annene götür. Ona sıkıca sarıl ve sevginin her şeyi iyileştirebileceğini hatırlat.”
Elif çiçeği aldı ama hâlâ biraz tereddüt ediyordu. “Gerçekten işe yarayacak mı?”
Liria hafifçe gülümsedi. “Sevgi, dünyanın en büyük şifasıdır. Onu asla küçümseme.”
Elif, çiçeği dikkatlice göğsüne bastırdı ve hızla eve doğru koştu.
O gece, annesinin yatağına oturdu ve nilüferi ona verdi. “Anne, bu çiçek seni iyileştirecek,” dedi umutla. “Nilüfer Perisi bana söyledi.”
Annesi, kızının gözlerindeki umudu gördü ve hafifçe gülümsedi. Çiçeği eline aldı ve kokladı. İçini tarifsiz bir sıcaklık kapladı. Kalbinde bir şeyler değişmiş gibiydi.
Günler geçti. Annesinin günden güne daha iyi olduğunu gören Elif, her sabah göle gidip Liria’ya teşekkür etti.
Bir gün, gölün kenarında Liria’nın sesi yankılandı:
“Senin sevgin onu iyileştirdi, Elif.”
Küçük kız gülümsedi ve mutlu bir kahkaha attı.
O günden sonra gölde bir efsane dolaşmaya başladı: Kim gerçekten inanç ve sevgiyle nilüferlere fısıldarsa, Nilüfer Perisi onların dileğini duyarmış...
Ve gölde nilüferler asla solmazmış.