Kaplumbağa Masalı

Yavaş ama Cesur Kaplumbağa Masalı
Bir zamanlar, büyük ve gür ağaçlarla kaplı bir ormanda, küçük bir kaplumbağa yaşardı. Adı Tombi idi. Tombi, diğer kaplumbağalar gibi yavaş yürür ama büyük hayaller kurardı. Ormandaki hayvanlar sık sık onunla dalga geçerdi çünkü her zaman büyük maceralara atılmak istediğini söylerdi.
Bir gün, ormanın derinliklerinde yaşlı bir baykuş olan Bilge Baykuş, herkesi bir araya toplayarak bir duyuru yaptı.
Bilge Baykuş: “Sevgili orman sakinleri! Kuzey Tepesi’nde saklı bir hazine olduğu söyleniyor. Ancak oraya ulaşmak için cesur ve zeki olmak gerek! Kim bu maceraya atılmak ister?”
Tavşanlar, sincaplar ve tilkiler hemen atıldı.
Tavşan Fifi: “Ben hızlıyım, hemen varırım!”
Tilki Kurnaz: “Benim zekâm bu iş için yeter de artar bile!”
Ancak Tombi de bir adım öne çıktı.
Tombi: “Ben de gitmek istiyorum!”
Ormandaki hayvanlar kahkahalarla gülmeye başladı.
Sincap Mino: “Sen mi? Daha yolun yarısına varmadan gece olur!”
Tombi: “Önemli olan hızlı olmak değil, kararlı olmak!”
Bilge Baykuş gülümsedi ve herkesi susturdu.
Bilge Baykuş: “O zaman herkes kendini kanıtlamak zorunda! Hazineye ilk ulaşan ödülün sahibi olacak.”
Ve macera başladı! Hayvanlar hızla ilerlerken, Tombi kendi hızında yürümeye devam etti. Tavşanlar ve tilkiler öyle hızlı koştular ki, yolda dikkatlerini kaybedip yanlış yöne saptılar. Sincaplar ise bir anda ağaçlardan meyve toplamaya dalıp vakit kaybetti.
Tombi ise yavaş ama dikkatli adımlarla ilerliyordu. Karşısına derin bir dere çıktı. Tavşanlar bir sıçrayışta geçti, tilki ise dar bir dalın üzerinden yürüyerek karşıya geçti. Tombi bir süre düşündü ve kütükleri kullanarak kendine küçük bir köprü yaptı. Güvenli bir şekilde karşıya geçti.
Bir süre sonra, büyük bir mağaranın önüne geldiler. Mağaranın içinde gözleri kırmızı parlayan bir yaratık vardı: Ejder Kertenkelesi! Diğer hayvanlar korkudan geriye çekildi.
Tilki Kurnaz: “Ben buraya girmem, çok tehlikeli!”
Tavşan Fifi: “Hızlı olabilirim ama korkak değilim dersem yalan olur!”
Ama Tombi korkmadı. Yavaşça içeri girdi ve kertenkeleyle konuşmaya karar verdi.
Tombi: “Merhaba dostum! Burada bir hazine olduğu söyleniyor. Ama kimse senden geçmeye cesaret edemiyor.”
Ejder Kertenkelesi: “Hazine burada! Ama benden geçmek isteyen herkes bana meydan okumalı!”
Tombi: “Benimle bir bilmece yarışına ne dersin?”
Ejder Kertenkelesi gözlerini kıstı ve kabul etti.
Ejder Kertenkelesi: “Tamam! İşte sorum: Gündüz doğar, gece ölür. Nedir bu?”
Tombi biraz düşündü ve gülümsedi.
Tombi: “Güneş!”
Ejder Kertenkelesi hayretle geri çekildi.
Ejder Kertenkelesi: “Doğru bildin! Sözüme sadık kalırım, geçebilirsin.”
Tombi sakince içeri girdi ve altın parlayan taşları buldu. Ama o taşları almak yerine, ormanın en güzel çiçeği olan Altın Papatya’yı aldı. Çünkü hazine onun için servet değil, bilgelikti.
Tombi mağaradan çıktığında diğer hayvanlar şaşkına döndü.
Sincap Mino: “Nasıl başardın?”
Tavşan Fifi: “Sen gerçekten cesurmuşsun!”
Tilki Kurnaz: “Belki de zeki olan sensin, Tombi!”
Bilge Baykuş, Tombi’nin ödülünü takdim etti.
Bilge Baykuş: “Gerçek hazine, sabır ve cesarettir! Bugün bunu bize öğreten Tombi oldu.”
O günden sonra, Tombi ormanın en saygı duyulan hayvanı oldu. Ve artık kimse onun yavaşlığıyla dalga geçmiyordu. Çünkü herkes biliyordu ki, önemli olan hızlı olmak değil, doğru yolu seçmekti!
Ve böylece, Tombi'nin hikâyesi nesiller boyu anlatıldı.